Yerel Tehlike… Söyleye söyleye... Bizim Sokak...
Yerel Tehlike… Söyleye söyleye... Bizim Sokak...
Yerel Tehlike…
Belediye personeli, çalışanları şapkalarını önlerine alıp bir düşünmeli.
Yerel yönetimlerde seçilmişler gelip geçicidir.
Seçim ile gelirler seçim ile giderler.
Bu gün varlar, yarın yoklar.
Oysa ki Belediye kadrolu çalışanları sürekli var olacaklar.
Emeklilik günü gelene kadar hangi seçilmiş gelirse gelsin onlar devamlı çalışacaklar.
O yüzden kanun nizam ne ise vatandaş için çalışmalılar.
Kişilere göre ve seçilmişlerin isteğine göre, yanlış olan bir işlemi yapmamalılar.
Bu meslekte önemli olan emekli olduktan sonra başı dik gezebilmek önemlidir.
Seçilmişlerin alengirli işlerini zorlama ile yapmaları onların ileride dostsuz kalmalarına, eşraf tarafından dışlanmalarına neden olur.
Şu an mesleki konumu gereği muhatap olunabilir, fakat meslekten ayrıldıktan sonra muhatap bulabilmek önemlidir.
Benim koltuğum rahat aman rahatım bozulmasın, seçilmişlerin isteğine göre hareket edeyim zihniyeti ile duruş sergilemek ve bu omurgasızlığı sürdürmek ileride insana yalnızlığı oynatır.
Bu kişiler aslında seçilmişlere yön vermelidirler.
Yerel Yönetimin defterleri bunu söyler, bunu emreder diyebilmelidir seçilmişlerine.
Yerel Yönetim memurları maşa olarak kullanılan bir eşya değildir.
Git şuna baskı yap.
Git şuna zorluk çıkar.
Git şunu şikayet et.
Git şuna sıkıntı olmaya başla.
Denilip bunu uygulayan bir memur olunmamalı ve arkadan küfür yenmemelidir.
Usulsüzlük, yolsuzluk olduğunda buna göz yuman değil, engel olan, ortaya çıkaran kişiler olunmalı.
Şaibelerin kol gezdiği bir şehirde bu şaibelere susarak, görmezden gelerek ortak olunmamalıdır.
Bir firmaya usulsüz fazla para ödendiği anlaşıldığında, ortaya çıktığında, hikayeden firmaya yazı yazıp “yanlışlıkla fazla ödeme yapmışız” diyerek antetli kağıtla yazı yazıp, tekrar firmanın antetli kağıdı ile “evet bizde fazla ödeme almışız” gibi komik yazışmalar ile kitabına uydurulmaya çalışmak ve buna alet olup ses çıkarmamak bu suça ortak olmak demektir.
Bu basit bir örnek olarak vermek istedim.
Bu gibi olaylara “kellenizi alırım” söylemlerinden korkup “aman bana dokunmayan yılan” misali hareket etmek suça ortak olmanın daniskasıdır.
Önümüzdeki günler de çok önemli gelişmeler olacağa benziyor.
*** ***
Söyleye Söyleye…
İnkum Durağının önündeki yolu söyleye söyleye en sonunda yaptırdık.
Dilimde tüy bittiydi.
Bu yolun berbat olduğunu devamlı yazdım.
Burada araba kullanmak çok zor.
Araçlar zarar görüyor dediydim.
Bu yolun yapılması gerekir dedim.
En sonunda yapıldı.
Güzel oldu.
Belediyeyi geç de olsa tebrik edeyim.
Oysa seçilmişlerin adamlarının olduğu bir mevkii.
Şimdiye kadar çoktan yapması gerekirdi, yapmadı.
Özellikle yapılmamıştı.
Huyları böyledir.
İşleri güçleri kaynamak üzerine kurulu bir düzenleri vardır.
Gene de tebrik edelim “geç oldu temiz oldu.”
Bizim Sokak…
Bizim sokakta devamlı sivil polisler var.
Ama inanmazsınız Bartın’da başka bir sokakta bu kadar sivil polis göremezsiniz.
Bazen kendimden şüpheleniyorum.
Acaba beni mi takip ediyorlar diye.
Başka sorular da geliyor aklıma.
Acaba bizim sokakta “Muhbirler” mi var diye.
Bizim sokakta zamanında “Fetöcü” çoktu.
Yoksa onları mı takip ediyorlar.
İnşallah öyledir.
Muhbirler olmasın da….
0 Yorum