Ekspres Bartın Gazetesi

Sinan Güner dönemi bitti.…
Her devlet memurunun olduğu gibi Bartın Valiliği görevini yürüten Sinan Güner görev süresinin dolmasının ardından görevinden ve Bartın’dan ayrıldı.
Bizler bu şehrin sahipleri olarak buradayız ve olmaya da devam edeceğiz.
Mezarımız da burada olacak.
Sinan Güner denildiğinde Pandemi döneminde esnafı çok sıkan biri olması ilk aklıma gelen.
Sokakta maske yüzünden emniyet çalışanlarını ve devlet memurlarını seferber etti. Kararsız ve halktan kopuktu.
Güner Bartın’dan buruk ayrıldı.
İl Genel Meclisi ile sıkıntılı bir valiydi. Kenan Dursun ile sorunları vardı. Hatta Pandemide Dursun’u özellikle karantinaya aldırmaya çalışması çok dikkat çekici ve ENTERESANDI...
Veda yemeğinde gelmeyen kişilere de özellikle teşekkür etmesinden bu çok net belli oldu.
Ben Ekspres Bartın Gazetesi Sahibi olarak, 
Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyet Başkanı olarak, 
Bartın Girişimci ve Sanayici İş İnsanları Cemiyet Başkanı olarak, 
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat kurduğu KÜRESEL GAZETECİLER KONSEYİ İl Başkanı olarak ziyaretine gittim.
Ve bu ziyaretlerin neticesinde bir iade-i ziyaret bekledim.
Böyle bir alışkanlığı olmayan bir kişilikti.
Diğer Devlet erkânının kendisinden ön planda olmasını istemeyen bir vali profiliydi.

Özgür Özel – Belediye
CHP’li Özgür Özel şehrimize geldi.
Ziyaretler yaptı.
Basın açıklaması yaptı.
Bartın Belediyesi hakkında çok ağır ifadeler kullandı.
Belediye Başkanı bu ithamlar karşısında bir açıklama yapması gerekir.
Aksi takdirde Özgür Özel’in yapmış olduğu ithamları kabul etmiş olur.

Bartınspor – Belediyespor Sözü…
Bartınspor yeni yönetim değişikliği içerisine giriyor.
Cemal Akın’ın her zaman olduğu gibi bu değişikliği dizayn etmesi gözlerden kaçmıyor.
Bartınspor Yönetimi kendi içerisinde bir değişikliği ya-pa-ma-ya-cak-sa önüne konulan isimleri onaylayacaksa istifa edip bırakıp gitsinler.
Dikte edilen isimler ile bu iş yürümüyor, olmuyor.
Tarafsız bir yönetim kurulmadığı zaman destek alınması zor oluyor.
Sevgili Bartınspor Yöneticisi arkadaşlar bu şekilde şehrin tamamından destek alamazsınız. Bir kesim destek veriyor, diğer bir kesim hiç bir destek vermiyor. Sorunun parasızlığın aslı bu...
Destek alacağınız kesim geçen dönem olduğu gibi kısıtlı kalır.
Belediye Başkanı karışacaksa o zaman Cemal Akın’ın seçim döneminin son günlerinde Bartın halkına verdiği sözü hatırlatmak isterim.
Cemal Akın seçimin bitmesine az zaman kala Bartınsporu, Bartın Belediyespor yapacağının sözünü vermişti. 
Bartınspor taraftarı olarak bu sözün yerine getirilmesini istemekteyiz.

TSO…
Yönetim acil istifa etmelidir.
Bilindiği gibi Bartın Ticaret Odasında bir operasyon oldu.
Bunun neticesinde TSO yönetimi aklanana kadar görevden istifa etmelidir.
Aklanırlarsa tekrar seçime girip görevlerine devam edebilirler.
Geçmişte herkesin gayet iyi bildiği gibi İsmail Toksöz döneminde Bartın’ın tek sorumlusu Fetö firarisi Birol Dikyurt ile TSO ilişkileri başlamıştı. O dönemde bende TSO Meclis Üyesi ve Üst Kurul Delegesiydim.
O dönemde ben karşılarında engel olmamdan dolayı her türlü darbeyi, ayak oyunlarına maruz kaldığımı bilirsiniz. 
Ne Vergi Dairesi incelemelerim kaldı, ne de SGK defterlerimin incelemeleri kaldı.
Bir sonraki TSO seçimlerine katılmadım.
O denemde İsmail Toksöz’ün yerine Birol Dikyurt ekibi Ankara’da OMSİAD Başkan Vekilliği görevini de yapan Cihat Çakır’ı TSO Başkanı yaptılar. 
Çakır’ın bu görevi sürerken 15 Temmuz dan önce Birol Diyurt ile birlikte Çiftçi, Papuç, Toksöz yurt dışına kaçtı.
Sonrasında TSO Başkanı Cihat Çakır Fetö operasyonu ile gözaltına alınıp yargılanırken istifasından sonra bu sefer Dikyurt ile çok samimi ilişkiler içerisinde olan Halil Balık Başkanlığa getirildi..
2009 yılından bu güne gelen bu Birol Dikyurt süreci günümüze kadar bu şekilde geldi.
Ve halen söylentiler konuşulmakta.
O yüzden temiz bir sayfa açılması için TSO Yönetiminin acilen istifa etmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin en eski Ticaret Odalarının en başında gelen Bartın Ticaret Odasına şaibesiz temiz kişiler önümüzdeki dönem görev alması için çaba sarf etmeliyiz.
Önceki dönemlerde iftar yemeklerinde binlerce kişi katılırdı, fakat son yapılan iftar yemeğine katılan sayıyı 200-300 kişi diyebiliriz.
Devlet erkanının hepsi protokolde yerini alırdı.
Ne yazık ki; son iftar yemeğinde aklanılmadığı için kimse gitmek görülmek istemedi. Protokol yoktu.
Koltuğu işgal etmek hizmet yapmamak anlamına gelmez. 
Bazı kişilerin isteği için o koltuğu meşgul etmeyeceksiniz. İstifa etme erdemliğini de gösterebilmelisiniz.
Aslında TSO hakkında yazmam gereken çok konular, irdelenmesi gereken püf noktaları bir hayli fazla.
Şimdilik bu kadar yazmakla yetineyim. 
İlerleyen günlerde yazmayı düşünüyorum.
Çok önemli konular var...