Telefon
WhatsApp
Merak edilen çok şeyler var..    
AS OGB

Merak edilen çok şeyler var..    
Tüm Bartın kamuoyunun bildiği gibi geçtiğimiz günlerde bir olayla karşı karşıya kaldım.
İki kişi benim hakkımda şikayette bulunmuş.
Sami Karakaş ve Nejat Vural…
Bulunabilirler gayet doğal.
Gazeteciyiz şikayet edebilirler, suç duyurusunda bulunabilirler ve önceki yıllarda defalarca hakkımda suç duyuruları yapıldı, şikayetler yapıldı. Yazdığım yazılardan dolayı emniyette ifadelere çağrıldım.
Bu ilk değil, son da değil.
Bunlar olacak.
Bunlar mesleğimiz gereği olağan şeyler.
Bizler artık alışkınız bu tür konulara.
Fakat; bu şikayet edenlere denilmesi lazımdı ki; bu konu hakkında delilin var mı?
Emniyette şikayet ile ilgili delil, kanıt var mı diye sordum. Hiç bir delil, kanıt yok denildi.
Delil, kanıt yok, hiçbir şey yok.
Sadece şikayet.
Ve göz altı olayı ile karşı karşıya kaldım.
Demekki bu iki kişi bu kadar itibarlı kişilermiş ki, şikayet dilekçesine, şikayetine itibar edilip, sadece ve sadece şikayet ile göz altına aldırabildiler. 
Yetkililer bu iki kişinin kanıt delil koyamadan şikayeti üzerine kamuoyunda benim ismim ile ses getiren bir olaya imza atmış oldu.
Ben Bartın’da bilinen tanına bir kişiyim. 
Beni küçük çocuğa sorsanız tanır. 
Herkes bilir beni.
Bir yere kaçacak bir kişi de değilim.
Önceki başka konularla ilgili ifadelerimde davet edildim ve babalar gibi ifadelerimi de vermiş bir kimseyim.
İki kişi hakkımda asılsız bir iddia ile şikayet etti diye böyle olmamalıydı.
Demek ki; bu iki kişilerin sözüne, şikayetine itibar ediliyor. Ağızlarından çıkan söz doğrudur deniliyor. Kanıt, delile gerek yok deniliyor.
Dediğim gibi şikayet olabilir.
Çağırırsınız beni “hakkında böyle bir iddia var” ne diyorsun denebilirdi, ifademe başvurulabilirdi.
Bir algı operasyonu ile karşı karşıya kaldığımı tüm Bartın kamuoyu gördü.
Kiminle görüşsem, geçmiş olsun diye yanıma kim geldiyse hepsi de aynı düşüncede olduklarını belirttiler, ifade ettiler.
Herkes biliyor.
Ben gazeteciyim.
Herkes ile görüşürüm.
Her konu hakkında araştırma yaparım.
Bir belge varsa bunun gerçekliğinin olup olmadığını araştırırım.
Araştırmaz isem nerede kaldı benim gazeteciliğim.
Neden araştırdın diye bana sorulmamalı.
Araştırmadan, soruşturmadan bir haber yapmam.
Araştırırken de konunun muhatabı kişilere direk sorarım. Gözlerinin içine bakarım.
Bu göz altına alınma sebebi olmamalı.
Bana bilgi, belge, doküman, fotokopi, resim vb. bir çok şey gelir.
Bunların bazılarını dikkate alırım, bazılarını dikkate almam.
Dikkate aldıklarımı da araştırır, soruştururum.
1960 yılında kurulmuş ve babadan oğula devam eden bir gazetenin sahibi olarak.
Türkiye’de 16000.ci sayıya gelmiş gazete sayısı hemen hemen yok diyebilirsek bu olaylar bizleri üzer.
64 yaşına gelmiş gazetemiz ve benim 40 yılı aşkın gazeteciliğimde hayretler içerisinde izlediğim bir süreç yaşadım.
Ben 1980 ihtilalinde her gün Ekspres Bartın Gazetesini Kemer köprü Jandarma Komutanlığına götürüp, inceletip kaşe ve imza edilerek basılabilir denildikten sonra baskısını ve dağıtımını yapmış bir kişiyim. 
Ben böyle bir gazetecilikten gelmiş bir kimseyim.
Tekrar Bartın kamuoyuna söylemek istiyorum.
Benim hakkımda şikayetler olabilir. 
Bundan sonra da olacak.
Gayet normal.
Fakat; şikayet edenlere delilin var mı diye sorulmalı.
Gözaltına alalım ev, işyeri aramalarında bir şey çıkar diyemi düşünüldü? Onuda düşünmeden, beyin jimlastiği yapmadan duramıyorum.
Şikayet olup ve delil kanıt, herhangi bir şey yok ise beni çağırıp böyle bir şikayet, iddia var diyerek ifadeye davet edilmeliydim.
2021 yılındaki haberciliğim ve araştırma yaptığım için göz altına alınarak ifadeye gitmemeliydim.
Buradan benim anladığım tarafıma “Göz dağı” verilmek istendiği algısına kapılıyorum.
Bartın’ın en eski 2 gazetesinden bir tanesinin sahibiyim ve en eski 2 gazetecisinden biri benim.  
Böyle bir konu ile karşı karşıya kaldı isem, benimle birlikte eski Emniyet Müdürü Şakir Engin Korkmaz’da göz altına alınmalıydı.
Şakir Engin Korkmaz hangi konumda ise bende bu konuda aynı konumdaydım. Şayet ne demek istediğimi anlatırsam çok farklı, çok derin konuları konuşmamız gerekir.
Korkmaz TSO’ya operasyon yapmak için her şeyi yaptı diyerek bu konuyu bu kadar açıklayayım.
Ben gazetecilik ve araştırma yaptım diye birileri fırsat yakaladığını sanıp ve hiç alakasız bir konu ile şikayet ettirilmek akıllarda soru işareti bırakmakta.
Delilsiz, kanıtsız göz altına alınmam beni kamuoyunda itibarsızlaştırmaz, küçük düşürmez. Aksine daha da güçlenmiş bir şekilde gazeteciliğime devam ederim.
Diğer taraftan şikayet edenleri itibarsızlaştırır. 
Bunlar Bartın kamuoyu önünde küçük düşerler.
Madem böyle bir olay 2021 yılında yaşanmış bu kişiler niye o tarihte savcılığa, emniyete gitmemişler.  Biz tehdit ve şantaj ile karşı karşıyayız şikayetçiyiz diyerek beni suç üstü niye yakaltmamışlar. 
Niye avukatları sonradan dosyaya şikayet dilekçesi vermişler.
Bunlar hep soru işaretleri.
Kimler şikayet dilekçe verilmesi için direktifte bulundu sorusunu getiriyor aklıma. 
Varmı böyle direktifte bulunan kişiler.
Tekrar ediyorum.
Ben göz altına alındıysam Bartın Emniyet Müdürü de göz altına benimle birlikte aynı anda alınmalıydı.
Bartın Emniyet Müdürü Şakir Engin Korkmaz bu arkadaşlara operasyon yapmak için her şeyi yaptı. Özellikle bunları göz altına almak için zamanında her yolu denedi.

Son olarakta bir şeyi gözler önüne sermek istiyorum.
Bana saldırı olduğunu tüm Bartın biliyor.
Saldırıyı kimler yaptırdığını biliyoruz ve tüm Bartın kamuoyu da bilmekte.
Bu saldırıdan sonra.

1- Mustafa Kanmaz hakkımda savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Emniyet KOM Müdürlüğüne davet edildim.
Şikayetin Konusu TEHDİT, ŞANTAJ, PARA

2- Savcılıkta bana yapılan saldırının dosyasında gelişme var mı diye bakarken tesadüfen bir dosya ile karşılaştım. 11-12 yıl önce yaşanmış bir olay hakkında delilde parmak izim çıktı diye Emniyetten Savcılığa dosya gönderilmiş. Bu 10 yıl zaman zarfında çok sayıda Emniyet Müdürü geldi tayin oldu gitti. Hiç biri bu parmak izini fark etmedi. Şakir Engin Korkmaz fark etti. 
 Rahmetli olan bir kişi hakkında konuşmak istemiyorum. Bu kişiye zamanında tehdit, şantaj yapıldı. Yapan kişi cezasını çekmiş. Bu olayla ilgili Bartındaki bütün basına, sivil toplum örgütlerine ve siyasi partilere CD kargo yolu ile dağıtıldı. Bana da geldi.
Fakat enteresan olan konu delilde parmak izim çıkmış. Takipsizlik kararı verildi.
Konu yine TEHDİT, ŞANTAJ, PARA.

3- Son olarak bu yaşadığım olayın konusuda
TEHDİT, ŞANTAJ, PARA...

Bu üç konu bilinçli bir şekilde hazırlanmış bir konu gibi geliyor bana.
Planlı bir şekilde hep TEHDİT, ŞANTAJ, PARA. konulu dosyalar hazırlanmak istenmiş.
Bu olay yaşandıktan sonra Bartın’dan şehir dışından telefon ile arayanlar, yanıma ziyarete gelenlerin ortak noktası ise; “Biz senin böyle bir şey yapmadığını, senin nasıl biri olduğunu biliyoruz. Senin arkandayız” demeleri ise Bartın’da ve Türkiye’de iyi dostlar edinmişim ve doğru yolda olduğumu da bana gösterdi.
Ben hırsızların, devlet düşmanlarının üzerine gittikçe, bunların nasırlarına çok basmamdan dolayı bu tür olaylar hep başıma geleceğe benziyor.

Yalnız tek bir konu belirtmek istiyorum. Artık Fetö ile ilgili bir kişi bile yanına gelmesin. Belge, delil konuşmasın. O konuyla ilişkimi kestim.
Hiç bir kimse de benden yardım istemesin.
Hiç bir kimse benim yanımda Fetö kelimesini bundan sonra kullanmasın.
Ben Tehdit, Şantaj yapmak isteseydim evrağın teslim edilmesine mani olur. 
Evrağı kasama kitlerdim ve analarını ağlatırdım.
Analarından emdiği sütü burnundan getirirdim. Ben tehdit şantaj yapsaydım bunu yapardım.
Bu tarihten sonra kardeşim bile gelse hiç bir konuda, haberdar olduğum bir olay ile ilgili en ufak bir uyarma yapmam, ima bile etmem.

loccabrisece

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Gülhan Matbaa haber İçi

Anket

Puan Durumu

Takım OM G M P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
Nazar 1
Nazar 2

E-Bülten Aboneliği